Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sağ kolu Aleksandr Dugin, nükleer savaş riskiyle ilgili açıklama yaptı. A Haber’e konuşan Dugin, “3. Dünya Savaşı bir anlamda başlamış durumda. Sadece bunun ilk aşamasındayız. Bu ise nükleer savaşa dönüşebilir. Nükleer savaşa biz hiçbir zaman bu kadar yakın olmadık” dedi. Dugin’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Putin’in Türkiye ziyaret ertelendi ama bu görüşmenin iptal edildiği anlamına gelmiyor. Bu ziyaretin Rusya’da yapılacak devlet başkanlığı seçimleri sonrasında gerçekleşeceğini düşünüyorum. Zaten seçimlere de 1 aydan az bir süre kaldı. Türkiye ile ilişkiler bizim güvenliğimiz ve stratejimiz açısından oldukça önemli. Bir taraftan Türkiye’nin müttefiğimiz olmaması çok kötü ama diğer taraftan açık bir şekilde Batı cephesinde yer almaması da iyidir.
“TÜRKİYE TARAFSIZ BİR DURUŞ SERGİLİYOR”
Bana göre Türkiye tarafsız bir duruş sergiliyor. Ama Türkiye’nin bir NATO ülkesi olduğunu ve Karadeniz ile Akdeniz’de stratejik bir konuma sahip olduğunu dikkate aldığımızda bununla yetinmek durumdayız. Erdoğan’ın ülkesinin egemenliğini savunması tabii çok iyidir, biz de buna değer veriyoruz. Onun Rusya’ya karşı düşmanca adımlar atmaması ve ilişkileri koparmaması Putin’in Ankara’yı ziyaret etmek istemesinin de başlıca nedenlerindendir.
ABD’nin Irak’tan çekilmesinden sonra buradaki devlet yapısı boşluğunun bir şekilde doldurulması lazım ki bu durum Türkiye’yi de doğrudan ilgilendirmekte. Rusya, Türkiye’nin tarafsız tutum sergilemesine değer veriyor. Ama kendisi de bu durumda tarafsız kalmayı tercih ediyor.
“SAVAŞIN HATLARI UKRAYNA, FİLİSTİN VE TAYVAN’DIR”
Bizim birçok ekonomi projemiz, nükleer projemiz bulunuyor. Tabii ki tüm bu projeler karşılıklı çıkarlara dayanıyor. Şu anda kutuplar arası bir savaş var. Batı’nın korumaya çalıştığı tek kutuplu dünya düzeni ile çok kutuplu düzen arasında yapılıyor bu savaş. Bu savaşın hatları ise Ukrayna, Filistin ve Tayvan’dır. Afrika ve Güney Amerika’da da yeni cephe hatları açılabilir.
“SALDIRILAR HER AN NÜKLEER SAVAŞI BAŞLATABİLİR”
Yeni bir dünya düzeninin oluşum aşamasındayız. Bu süreç sıcak çatışmalara sahne oluyor. En kötüsü ise bizim şu an nükleer savaş riskiyle karşı karşıya olmamız. Her geçen gün de maalesef bu tehlikeye bir adım daha yaklaşıyoruz. ABD’nin Ukrayna’ya yardım paketi bu anlama geliyor. Uzun menzilli füzelerin Ukrayna’ya tedariki, F-16 uçakları ki bunların Ukrayna’dan değil Polonya ve Romanya’da havalanması öngörülüyor. Rusya’nın kentlerine yapılan saldırılar her an nükleer savaşı başlatabilir.
“BATI NÜKLEER SAVAŞ RİSKİNİ ARTIRDIĞININ FARKINDA OLMALI”
Bu savaşta ise sadece taktik nükleer silahlara değil, stratejik nükleer silahlara da başvurulacak. Sanki dünya özellikle de Batı bunu anlamıyor. Sanki Rusya’nın büyük nükleer güç olduğunu bilmiyorlar. Eğer biz Ukrayna’yı konvansiyonel savaşta yenemezsek bu doğrudan nükleer savaşın başlaması anlamına gelecek ki biz zaten Ukrayna’nın tamamında kontrolü ele geçirinceye dek durmayı düşünmüyoruz. Artık bundan sonra hiçbir diplomatik çözüm yolu, arabulucuk, görüşmeler bizi bu hedefimizden alıkoyamaz. Dolayısıyla bugün her kim Ukrayna’ya silah tedarik ediyorsa, nükleer savaş riskini artırdığının farkında olmalı.
“ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞININ İLK AŞAMASINDAYIZ”
Üçüncü dünya savaşı bir anlamda başlamış durumda. Sadece bunun ilk aşamasındayız. Bu ise nükleer savaşa dönüşebilir. Nükleer savaşa biz hiçbir zaman bu kadar yakın olmadık. İşte bu bence Batı’nın tam bir sorumsuzluğu. Sadece Batı’nın değil tarafsız kala ülkelerin bile sorumluluğu aşikardır. Ukrayna’ya silah yollamadıkları takdirde nükleer savaş riski de azalmış olacak. Çünkü, Rusya’nın NATO ülkelerine karşı nükleer silah kullanmak gibi bir hevesi, arzusu yok. Ama NATO her gün bizimle savaşan ülkeye stratejik silahlar göndermeye devam ediyor.
Rusya bunları çok iyi görüyor. Süreç böyle ilerliyor. Ama dünyanın kaderinin birkaç sorumsuz liderin elinde olduğunu iyi bilmeliyiz. Washington ne yaptığını bilmiyor. NATO yöneticileri attıkları adımların nükleer trajediyle sonuçlanabileceğinin sorumluluğunu hissetmiyor. Rusya’ya saldırmak dünyanın nükleer silahlarla yok oluşudur. NATO şu anki politikasını devam ettirirse işte bu korkunç gün kaçınılmaz olacak.
Batı’yı Ukrayna’ya silah sevketmeye zorlayan nedir? Biz zaten istediğimizi alacağız. Onların bu savaşın bu savaşın geri dönülmez bir yola girmesini mi istiyorlar? Bizim Belgorod gibi şehirlerimize atılan her bir HIMARS füzesi, hatta Donetsk’e atılan füzeler nükleer trajedinin gerçekleşmesi için atılan birer adımdır. Batı’nın artık tamamen sorumluluk bilincini kaybettiğini görüyoruz. O halde Türkiye Batı’yı durdursun. Ya da başka ülkeler onu durdursun. Biz Ukrayna Savaşı’nı kazanacağız. Ukrayna’ya kimler yardım ediyorsa şunu iyi bilsinler ki, biz bu savaştan galip ve güçlü çıktıktan sonra onlarla konuşmamız farklı olacak.”